Zayıflama Mucizesini Zayıflama Çaylarında Aramayın

Kilo kaybetmek isteyenlerin en büyük ümidi, yeme alışkanlıklarını değiştirmeden ekstra bir ürün kullanıp ideal kilolarına ulaşmak. Sanırım bu sebepten dolayı, şu karışım kilo verdiriyormuş, şu bitki çayı basen eritmek için, bu bitki çayı göbek eritmek içinmiş gibi haberler dolaşıp duruyor. İşin tuhaf tarafı bu fısıltılar çığ gibi büyüyüp, geniş kitlelere yayılıyor. Ardından, işe yaramadığı anlaşılıyor ve birden havası sönüyor.

Son günlerin zayıflattığı iddia edilen en büyük mucizelerinden biri ise zayıflama çayları. Değişik bitkilerin kurutulmuş yaprakları bir araya getirilerek zayıflamanın formülünün bulunduğu iddia ediliyor.

Peki bu çayla gerçekten zayıflatıyor mu?

Ben de evet demek isterdim. Keşke o kadar kolay olsaydı. Ne yazık ki değil.

Her gün 10 bardak fincan zayıflama çayından içince yeme alışkanlıklarınızı değiştirmeden zayıflamak pek mümkün gözükmüyor.

Neden mi?

tea1

Zayıflama çaylarının soflarımıza gelme hikayesi

Çay dalından toplanıp masamıza gelinceye dek bir takım işlemlerden geçiyor. Önce fermantasyona uğruyor ardından kurutuluyor. Ne kadar süre fermente edildiğine bağlı olarak da rengi deşiyor. Eğer çok fermente edilmişse demlendiğinde siyah, az fermente edilmişse de beyaz renkli gözüküyor. Beyaz çay mucizesi denilen olay aslında siyah çaydan çok da farklı değil anlayacağınız.

Çay fermente edilip kurutulduktan sonra bir takım baharatlar, meyve aromaları ya da çeşitli bitkilerden alınan yapraklar eklenip çeşitli bitki çayları elde edilebiliyor.

tea2

Bir de yalnızca bitki yapraklarından oluşan çaylar var. Şifalı olduğuna inanılan bitkilerin yaprakları kurutularak hazırlanıyor. Poşetlerin içine giriyor ve sallama çay olarak kuplu fincanlarımızda yerini alıyor.

Çay kesinlikle hiç kalori içermiyor. Dolayısıyla bizler için çay, meyve sularından, ekstra şeker eklenmiş içeceklerden çok daha kaliteli bir içecek.

Çayın vücudumuzda çalışma hikayesi

Yapılan son çalışmalar çayın antioksidan özelliği olduğunu kanıtlıyor. Yani oksidasyon riskini azaltarak bir takım enflamasyonlardan koruyor. Warwick Medical School’da yapılan araştırmaya göre günlük çay tüketimi kalp hastalıklarının azalmasında etkili.

Bunun yanında kafein gibi bir uyarıcı madde de içerdiğinden dolayı daha canlı olmamızı sağlıyor, yeri geliyor uykumuzu kaçırdığı da oluyor.

Gelelim zayıflama durumuna, yeşil çay harici hiç bir çay günlük harcanan enerjiyi arttırmıyor. Dolayısıyla bu da bizlere, bitki çaylarının önündeki zayıflama sıfatının gereksizliğini kanıtlıyor.

Kanada’daki Dalhouse Universty’de yapılan bir araştırmaya göre yeşil çayın metabolizmayı hızlandırdığı kanıtlanmış. Aynı zamanda Gazi Üniversitesi’nde yapılan diğer bir çalışma da bunu kanıtlar nitelikte. Yeşil çayın özellikle karın bölgesindeki yağların yakılmasına yardım ettiği bu iki bilimsel makalede de geçiyor.

Tamam yeşil çay tükettiğimizde günlük yaktığımız enerji bir tık da olsa artacak. Ancak bu da mucizeler yaratacak düzeyde değil elbette. Çok küçük bir oranda fark sağlıyor.

Zayıflama çaylarının zayıflatma hikayesi

Asıl konumuz olan zayıflama çayları hikayesine gelmek için bütün bu meselelerden bahsetmem gerekti. Siz de az çok anlamışsınızdır bu hikayeyi.

tea3

Yeni trendeler, yeni satış stratejileri geliştirmek adına bir takım çayların kişileri zayıflattığı iddia ediliyor. Evet çaylar vücudumuz için bazı etken maddeleri içeriyor. Günde 2-3 bardak tüketilmediği sürece faydalı olduğunu da söyleyebiliriz.

Ancak mevzu bahis zayıflama olduğunda önerilen bir iki tane bitki çayıyla kilo kaybetmeniz mümkün değil. Bitki çayları diyete yardımcı olabilir.  Asla tek başına zayıflatma gibi bir etkileri yoktur.

Bunun yanında uzun süre fermente edilmiş siyah çay, kahvaltı sofralarının, sosyal aktivitelerin olmazsa olmazı, Karadeniz’in gözbebeği olsa da diyette tüketimi sınırlanmalı.

Hücre dışında su tuttuğundan dolayı ödeme yol açarak vücudunuzda şişkinliğe yol açabilir. Yağdan kilo kaybetseniz dahi vücudunuzda biriken fazla sudan dolayı tartıda kilo kaybettiğiniz gözükmeyebilir.

Yukarıda da bahsettiğim üzere, yeşil çay metabolizma üzerine etkisi kanıtlanmış tek çay. Günde bir fincan yeşil çay tüketmek diyetinizde olumlu etki yaratacaktır.

Sonuç

Günde 3 litre zayıflama çaylarından içseniz dahi, yeme alışkanlıklarınızı değiştirmediğiniz sürece kilo kaybedemezsiniz.

Ancak sözü geçen bitki çayları diyette destekleyici ürün olarak kullanılabilir.

O halde kilo kaybetmek için ne yapmalı kısaca üzerinden geçelim.

– Kahvaltı yapmadan kesinlikle evden çıkmayın!

– Hiçbir öğünü atlamayın.

– Öğünleriniz zamanlı olsun. Her gün aynı saatte sabah, öğle ve akşam yemeklerinizi yiyin.

– Pakete girmiş herhangi bir üründen kaçının!!!!!

– Atıştırmalık olarak pakete girmiş diyet bisküviler yerine kuruyemişleri(fındık, fıstık, badem, ceviz, vb.) tercih edin.

– Porsiyonlarınızı kontrol edin!

– Günlük su tüketimiz11 bardağın altına düşmesin.

– Motivasyonunuz hep zinde kalsın, bu maddeleri uyguladığınız her yeni gün hedefinize yaklaştığınızı aklınızdan çıkarmayın.

Güvenin bana bu maddeleri uyguladığınızda ekstra bir destekleyiciye dahi ihtiyaç duymayacaksınız.

Sadece çay içerek kilo verebileceğinizi düşünmek kolay geldiği için bu tip önerilere bel bağlıyorsunuz. Ama aslında yukarıda belirttiğim maddelerin hepsi zayıflama çayları efsanesine inanıp uygulamak kadar kolay. Yeter ki gözünüzde büyümesin. Unutmayın, formülü ne kadar basitleştirirsek, başlamak o kadar kolay olur.

Sevgiler Ebru Pelin’den size gelsin…

Kilo Vermek İçin Yağ Tüketmelisiniz!

Mutlaka beni okuyanlar arasında diyetisyene gidenler olmuştur.

Yüksek ihtimalle size verilen liste yağı azaltılmış, proteini arttırılmış diyet liselerinden biridir.

Yağı çıkartılmış yoğurtlar, peynirler yiyerek, yağsız sütlerle ara öğünler yaparak, salatayı hiç yağ eklemeden yemek zorunda kalarak geçmiştir diyetli günleriniz.

Eğer her şey yolunda gitseydi şu an beni okuyor olmazdınız öyle değil mi?

Açıkçası, ben klişeleşmiş olan diyetten yağın uzaklaştırılması fikrine katılmıyorum. Lütfen siz de yağlar şöyle kötüdür, böyle kötüdür diyenlere hemen inanmayın.

Diyette şu iyidir bu kötüdür diye bir ayrım yapmaya gerek yok. Yağlar tüketildiğinde çok kalori vermesinden dolayı kötü kabul edilir ve diyetten uzaklaştırılmaya çalışılır. Fakat asıl kötü olan yanlış yağların yanlış miktarda tüketilmesidir.

Eğer bu konu sizde bir merak uyandırdıysa okumaya devam!

animal-dog-pet-cute-large Continue reading

Zamanım Yok Kahvaltı Yapmamaya Bahane Değil!

Günün en zor öğünün şüphesiz ki kahvaltı. Hazırlaması ayrı, yemesi ayrı dert…

Genelde sabahları yarım saat daha uyumak, kahvaltı yapmaya tercih edilir. Ancak uykunuz tam olarak açıldığında, bir şeyler yemeye ihtiyacınız olduğunun farkına varırsınız.

O sırada çoktan yola koyulmuşsunuz, mesainizin veya dersinizin başlamasına kısa süre kalmıştır. Midenizden gelen seslere en yakın pastaneden alınan poğaçalar, simitler susturucu olur.

Yorucu akşamların sabahları, sizi kahvaltı etmemeye, bir çeşit fastfood olan pastane ürünlerine iter. Bol yağlı, karbonhidratlı geçiştirmelikler bütün gününüzün beslenmesini mahvedebilir.

Yüksek karbonhidrat içerikli sabah atıştırmalıklarının ardından, tekrar acıktığınızı hissetmek çok zamanınızı almayacaktır. Erken öğlen yemeği, sonrasında araya sıkıştırılan bir dünya kalorili açlık giderici abur cuburlar derken ihtiyacınız olandan fazla kalori almış olursunuz.

Fakat bu böyle olmak zorunda değil!

tb Continue reading

Amerika’da Gözlemlediğim Zayıflama Hataları ve Türkiye’nin Hızla Amerikalılaşması

Herkese tekrardan merhabalar…

Uzun süre oldu yazmayalı. İhmal ettim sizleri. Bundan sonra iki haftada bir yeni yazı gelecek takipte kalmalısınız. Yeni bilgiler, pratik uygulamamlar , yaşamınızı kolaylaştıracak tavsiyelere devam.

Bu yazımda yazmadığım süre içinde neler yaptığımdan bahsederek başlamak istiyorum.

Geçtiğimiz yaz çalışmakla geçti. Bir sürü yeni vaka görme şansı elde ettim. Aynı zamanda bilimsel bir araştırmanın içinde bulundum. Yazın büyük bir kısmını New York Univesity’de araştırma görevlisi olarak geçirdim. Diyabet ve kalp hastalıkları üzerine çalıştım. Gerçekten karbonhidrat ve yağdan zengin olan diyetlerle beslenen damarların ne hale geldiğini bizzat görme şansı elde ettim.

Aynı zamanda Amerika’da bulunduğum süre içinde etrafımdaki insanları da gözlemleme imkanım oldu.

Şu anda Amerika’daki insanların %57’si kalp damar rahatsızlıklarından dolayı hayatlarını kaybediyor. Altında yatan sebebi bulmak çok zor değil. Sokağa çıkıp 15 dakikalık bir yürüyüş yaptığınızda dahi nedeni görebilirsiniz.

İnsanlar ya obez ya da en iyi ihtimalle bizim balık etli olarak kullandığımız tabirle normalin üstünde kiloya sahip.

Fazla kilo nelere yol açıyor? Tekrar bir üstünden geçelim.

hamburger Continue reading

Ebru Pelin’den Göbek Eritme Rehberi

Her meslek grubuna özel sorulacak popüler sorular vardır elbet.

Bir ekonomist görüldüğünde çoğu insanın aklına aynı soru gelir. “Borsada hangi hisse yükselecek? Sen neyi ön görüyorsun?”

Ortamda bir eczacı bulunduğunda ise ona, “Ay benim başımın ağrısını hiçbir şey kesmiyor, önerebileceğin daha güçlü bir ağrı kesici var mı?” gibi klişeleşmiş sorular yöneltilir.

Bir diyetisyene sorulabilecek en klişe soru da “Şu göbek bir türlü gitmiyor erimesi için ne yapmalıyım?” olsa gerek.

Bu yazımda size bu sorunun cevabını vereceğim.
Continue reading