”Kan şekerim düştü hemen bir şeyler yemeliyim” cümlesi hepimize çok tanıdıktır. Ufak bir baş dönmesi ve halsizlik ile beraber gelen bir açlık hissi. Bu açlık hissinden kurtulmanın yolu ise bir şeyler atıştırmaktır.

Kan şekeri düşmesi bu konudaki doğru tespittir. Vücudumuzda artan insülin bu hisse sebep olmaktadır. Bu yazıda insülinden bahsedeceğim.

İnsülin yediğimiz yemekteki glikozun, yani enerji için kullanılan molekülün (bir diğer adıyla şeker), dokularımız tarafından emilmesini sağlayan hormondur.

Yemek yedikten sonra sindirilen besinlerden elde edilen şeker, pankreastan salgılanan insülin hormonu sayesinde vücut tarafından emilir ve kan şekeri normal seviyeye gelir. Dolayısıyla vücudun enerji ihtiyacının belirlenmesinde ve açlık hissinin oluşmasında insülin direk sorumludur.

İnsülin ile ilgili bozukluklar ciddi problemlere sebep olabilir. Örneğin, insülinin az veya hiç üretilmemesi, gerekli şekerin dokularımız tarafından emilememesi sebep olup Tip 1 diyabete sebep olur. Eğer bu hastalar tedavi edilmezlerse hayatta kalamazlar.

Eğer insülin görevini doğru yapamaz veya insülin direnci denen durum oluşursa tip 2 diyabet denen hastalık oluşur ve kandaki şeker miktarı artar.

Tip 2 diyabette karın bölgesinde aşırı yağlanma gözükür ve bu durum en başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere, kasların erimesi gibi ciddi problemlere sebep olur.

İnsülin ile ilgili bir diğer sorun ise insülin direncidir. Bu durum insülinin vücutta gerekli tepkiyi oluşturmaması yani bir anlamda insülinin verimli çalışmaması demektir. Bu durum tip 2 diyabete ve dolayısıyla aşırı kiloya sebep olmakta. Aşırı kilonun da getirdiği hastalıkların sayısını tahmin edebilirsiniz.

Bunların hepsinin benimle ne alakası var?

Sizinle alakasını şu şekilde anlatayım. İnsülin ve kilo birbirine kardeştir. İnsülin dengesinin bozulması demek daha çok kilo almak ve hastalık demek. Bu yüzden insülin mekanizması düzgün çalışan bir kişinin kilosu da ideale yakın olacaktır.

İnsülin, yani kan şekeri dengesini korumak için ipuçları:

- Vücuttaki kas kütlesini arttırın

- Haftada 5 saat egzersiz insülin direnci riskini azaltacaktır (örneğin koşmak)

- Rafine ürünler yerine tam tahıllı ürünleri ve yeşillikleri tercih edin

- Bolca omega-3 tüketin. Omega-3 en çok balıklarda bulunur, balık yemek istemiyorsanız balık yağı kullanın

- Düzenli uyku uyuyun. İdeal olarak 7-9 saat uyumaya gayret edin

- Kafein alımını azaltın (kahve, kola)

Bunların yanı sıra şunu da unutmamak gerek ki, düşük karbonhidrat, çok yağ alımı, durağan yaşam stili, nikotin ve kahve tüketimi, D vitamini eksikliği ve aşırı alkol alımı insülin direncinin başlıca sebeplerindendir.

Unutmayın, insülin dengesini korumak sağlıklı kalmanın en güzel yoludur. Bu maddeleri uygulayarak insülin direncinin önüne geçerek kilo almanızın önüne geçebilirsiniz. Her derste belirttiğimiz gibi, kilo vermek için ilk gereken sağlıklı bir vücut.