Kahvaltı Yapmak veya Yapmamak

Bu derste kahvaltının kilo verme yolundaki önemini ve kahvaltı alışkanlığı kazanmanın öneminden bahsedeceğiz.

Ekran-Resmi-2015-11-04-00.29.32

Hayatımızı düşünelim.

Ne kadar stres altındayız? Her gün televizyonda, gazetelerde, internet sitelerinde maruz kaldığımız kötü haberler, iş hayatımızda patronlarımızla, alt-üstlerimizle, ailemizle, çocuklarımızla veya anne babalarımızla problemlerimiz…

Belki borcun altında yaşıyoruz, belki de geleceğimize yönelik umutsuzluklarımız var. Maalesef ki saymakla bitmeyecek stres sebepleriyle yaşıyoruz.

Stresin vücudumuza olumsuz etkileri yüzlerce bilimsel makale ile gösterildi. Fakat hiç stres ve kilo ilişkisini düşündünüz mü?

Eminim ki düşündünüz ve stres ile kilo arasında bir bağlantı olduğunu hissettiniz. Bakalım bilim bu konuda ne diyor.

Yale Üniversitesi, Psikoloji Departmanı'nda Moyer AE ve ekibi tarafından yapılan araştırmada vücudun yağ biriktirme yerlerinin kortizol isimli hormon ile belirlendiği belirtilmiş ve kortizol seviyeleri değişiminde stresin büyük bir etken olduğu gösterilmiştir.

Çalışmada kortizol miktarının stres sonucunda arttığının ve bu artışın karın ve bel çevresindeki yağ dokusu artışına sebep olduğu görülmüştür. Yani kortizol hormonu miktarı ile şişmanlamak doğru orantılı.

Kortizolün sebep olduğu bir diğer durum ise iştahın artmasıdır. Eğer vücudumuz çok stres altındaysa ve bu stres uzun sürüyorsa kortizol miktarı yeniden artacak ve bu durum iştahımızı açacaktır.

Eminim ki kendinizden de biliyorsunuzdur. Stresliyken hızlı hızlı yediğinizi ve normalde belki de midenizi bulandırabilecek miktarda şekerli ürünler tükettiğinizi.

Dolayısıyla stres sebebiyle miktarı artan kortizol bizi daha şişman, daha iştahlı yapıyor. Daha çok iştah ise daha çok yemek demek ve daha çok yemek ise kiloya ve dolayısıyla daha çok strese dönüşüyor. Bu döngü maalesef sağlığımızı, görünümümüzü ve hayat kalitemizi olumsuz yönde etkiliyor.

Peki asıl soru: Bu döngüden nasıl kurtulabiliriz?

Stresten tamamen kurtulmak mümkün değil tabi ki. Hayatımızdaki bütün stres faktörleri ortadan kalkamayacağı için stresi en azından minimum seviyeye indirmek kortizol miktarını azaltacak ve dolayısıyla karın ve çevresinde oluşacak yağ dokularını azaltacaktır.

Stresten kurtulmak için aşağıda vereceğim rehberi uygularsanız hayatınızdaki stresi görülür oranda azaltacaksınız.

1) Stresinizi kabul edin

Eminim ki bu başlığı okuyunca aklınıza stresli olduğunuz bir anda size stresli olmamanız gerektiğinizi söyleyen bir kişiyi 'sinirli değilim' diyerek azarladığınız bir an aklınıza gelecektir.

Stresi kabul etmek stres ile mücadele etmek için ilk adımdır. Eğer stres problemini kabul etmezseniz, bu probleminize çözüm bulamazsınız. Nasıl ki bu kursu alarak kilo probleminize çözüm için bir adım attınız, stresli olduğunuzu kabul ederek de bunu çözmek üzere ilk adımınızı atın.

Stresi anlamak ise stresin kaynağını anlamakla başlar. Stresli olduğunuz şey nedir sorusunu kendinize sorun. İşten dolayı mı, yoksa eşinizden dolayı mı? Stresin kaynağını bilmek stresi azaltacaktır. Çünkü farkındalık problemlerle baş etmenin ilk yoludur.

2) Stres kaynaklarından kaçının

Sizi strese sokan insanlar var mı? Gözünüzün önüne geliyorlar mı? O insanlardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın. TV'de canınızı sıkan haberler mi görüyorsunuz? Haberleri internetten takip edin veya haber okumayı bırakın.

Bazen stresler kaçınılabilir olmuyor. Örneğin okul, iş veya aile bireyleri büyük birer stres faktörü olabiliyorlar. Bu durumda ise yapmanız gereken bu kişi ve yerlerden uzakta zamanlar ayarlamak olmalı. Bu kişi ve yerlerden uzak durmak stresinizi azaltacaktır.

3) Sosyalleşin

Arkadaşlarınızla veya ailenizle bir akşam yemeği veya bir piknik sizi rahatlatacaktır. Sevdiğiniz insanlarla geçirdiğiniz vakit stresi düşürür ve sizi problemlerinizden uzaklaştırır.

Bu konuda zamanın olmaması ise geçerli bir bahane değildir. Evinizde televizyon izlemek veya internette gezinmek yerine en azından evinizin çevresindeki bir parka gidebilir veya arabanız varsa daha sakin bir yerde eşiniz veya arkadaşınızla vakit geçirebilirsiniz.

Özellikle ülkemizde aile ve akraba bağları çok güçlüdür ve insanımız genellikle akrabalarına oldukça bağlıdır. Sevdiğiniz akrabalarınızı belli aralıklarla ziyaret edin, aile büyüklerinizi ziyaret edip gönüllerini alın. Başkasını mutlu etmek mutlu

olmanın en kolay yoludur.

4) Uykuyu ihmal etmeyin

Sabah uyandınız ve uykusuzsunuz. Kahvaltı için maalesef zamanınız kalmıyor ve poğaça, açma gibi yüksek kalorili ve hamur işi yiyeceklerle geçiştiriyorsunuz.

Daha sonra ise kendinize gelmek için kahve içiyorsunuz ve kahvenin yanında bir şeyler atıştırıyorsunuz. Aynı uykusuzluk spor yapmanızı, bir yere yürümenizi, hareket etmenizi engelliyor.

Bu döngü ise daha çok kilo almanıza sebebiyet veriyor.

New Jersey Üniversitesi'nden Susan Zafarlotfi, uykusuzluğun oluşturduğu enerji düşüklüğünde vücudun daha çok karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklere ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Yani uykusuz bir insan uykusunu almış birisine göre daha çok cips, çikolata gibi kilo almaya sebep veren yiyecekleri tüketiyor.

Dolayısıyla uykuyu ve dinlenmeyi kesinlikle ihmal etmemek gerekiyor. Sağlıklı bir yetişkinin 7.5 saat uykuya ihtiyacı vardır. Bu sürenin altına düşmemeye çalışın.

5) Uzmandan yardım alın

Eğer psikolojinizin anormal derecede bozuk olduğunu düşünüyorsanız veya çok yüksek stres altındaysanız bu konuda bir profesyonelden yardım almak en doğrusu olacaktır.

Maalesef ülkemizde psikolog kültürümüz pek yok. Fakat nasıl ki bilgisayarımız bozulduğunda teknik servise gönderiyoruz, insanların da psikolojileri bozulduğunda, bir çeşit teknik servis olarak görebileceğimiz psikologlara veya psikiyatrlara gitmesi gerekmekte.

Bazı durumlarda psikiyatrların yazdığı bir anti-depresan stres seviyenizi düşürüp, hayat kalitesini yükseltebiliyorlar.

Özetle, stres kilo almanın öncelikli sebeplerinden birisidir ve stresten kaçındığınız ölçüde daha çok kilo verip daha mutlu bir hayata sahip olabilirsiniz.

Bugün sizden yapmanızı istediğim şey, stresten kurtulmak ile ilgili daha çok araştırma yapmak ve eğer ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız bir psikolog ile iletişime geçmeniz olacaktır.