Kilo Kaybedememenizin Nedeni Zarar Gören Metabolizmanız Olabilir mi? | Ebru Pelin

Uncategorized

Published on Nisan 17th, 2016 | by Ebru Pelin

3

Kilo Kaybedememenizin Nedeni Zarar Gören Metabolizmanız Olabilir mi?

Beslenmeme dikkat ediyorum, spor yapıyorum ancak iki haftadır tartıda kıpırdama olmadı. Neden kilo kaybedemiyorum? Son günlerde kulaklarım ana fikri bu olan şikayetlere aşina oldu. E madem bu kadar çok merak ediliyor. Sesli düşündüğüm bir yazı yazmak istedim. Siz de eğer doğru beslenip, egzersizinizi de ihmal etmeyip kilo kaybedemeyenlerdenseniz acaba metabolizmanıza zarar vermiş olabilir misiniz?

Cevabı merak ediyorsanız okumaya devam!

Bilim dünyasında da son günlerin en büyük tartışması, bilinçsizce yapılan diyetlerin metabolizmada gerçekten bir hasar oluşturup oluşturmadığı. Bu yazının amacı siz okuyucularımla bu konuyu tartışmak ve gelişi güzel yapılan diyetlerin ilerleyen zamanlarda kilo kontrolünüzü sağlamada ne tip problemlere yol açabileceğini açıklamak.

Düzenli bir şekilde yoğun egzersizler yapıp dikkatli bir şekilde öğünlerinizi tüketmenize rağmen kilo kaybedemiyorsanız,

Diyete başladıktan sonra harika kilolar kaybedip son haftalarda hiç kilo kaybedemediyseniz,

Veya, bundan bir iki yıl önce diyet yapmayı denediğinizde hızlı bir şekilde istediğiniz kadar kilo kaybediyor, ancak şimdilerde aynı stratejileri uygulayıp kilo kaybedemiyorsanız,

Yaptığınız bilinçsiz diyetler, vücudunuzun besinleri işleme sistemine (sindirim, emilim, yemekle birlikte alınan besinleri vücut içerisinde kullanımı gibi olaylar) zarar vermiş olabilir mi?

man-person-people-emotions-large

Bu soru evet kesinlikle ya da hayır asla değil gibi cevaplar verebileceğimiz türden değil.

Ancak, yağdan kilo alımı ve kaybı ve bu durumun kısa süre içinde sürekli değişmesi beyninizin kilonuzu kontrol altında tutma mekanizmasını değiştirmiş olabilir.

Bu durumun nasıl olabileceğine girmeden vücudumuzdaki enerji dengesinden bahsetmek istiyorum.

Enerji Dengesi: Fiziksel kurallar hala geçerli

Hayatımızı devam ettirebilmek için vücudumuzun enerjiye ihtiyacı var. Biz bu enerjiyi besinlerden kalori olarak alıp, vücudumuzda belli başlı işlemlerin gerçekleşebilmesi için kullanıyoruz,

Teoride;

– Eğer gün içerisinde harcadığınız enerjiden daha azını alırsanız kilo kaybedersiniz.

– Eğer bunun tersini uygularsanız (harcadığınız enerjiden çoğunu almak) kilo alırsınız.

Başka bir deyişle,

Yağ depolarındaki değişim = Alınan enerji – Harcanan enerji

– Eğer bu denklemin sonucu artı çıkarsa kilo alır, eksi çıkarsa kilo kaybedersiniz.

Aslında kilo kaybı teoride oldukça basit gözüküyor öyle değil mi?

Yalnız teoride böyle olmasına karşın pratikte işler biraz değişiyor.

Enerji dengesi denklemi bize sadece kilo ile ilgili bilgi veriyor, bu denklemin içerisine vücut kompozisyonunu etkileyecek faktörler dahil değil. Mesela, bu denklemi kurarken yaştan, cinsiyetten, hormonlardan, fiziksel olarak aktif olmaktan, kas kütlesinden, yağ dokusundan, alınan enerjinin ne kadarının karbonhidrattan ne kadarının yağdan, ne kadarının proteinden geldiğinden, genetik altyapıdan hiç bahsedilmiyor. Oysa ki tüm bu faktörler kilo kaybını doğrudan etkiliyor.

Dolayısıyla, kilo kaybetmek isteyenler bu denkleme göre gittiklerinde büyük beklentilere girip, hızlı bir şekilde hayal kırıklığına uğrayabiliyorlar.

Beklentiler ve gerçek arasındaki uyumsuzluk enerji dengesi denkleminin görünenden daha kompleks olmasından kaynaklanıyor. Yani hayal kırıklığına hacet  yok esasında.

Daha az ye, daha çok hareket et felsefesiyle yola koyulmak iyi bir başlangıç. Buna şüphe yok.

Ancak bu tavsiye tek başına yeterli değil. Ne  yazık ki bütün kompleksliği kapsamıyor.

Vücuda alınan enerji zannettiğimizden daha da hilekar. Dolayısıyla sürekli etiket okuyup, bu şu kadar kalori, bu yiyecek bu kadar kalori diye bir diyet dizayn etmek çok da doğru değil.

Çünkü;

  • Etikette yazılan veya internette bulduğumuz kalori değerleri %100 doğru değil.
  • Her kişinin alınan enerjiyi işleme sokma hızı, besinin içindeki enerjiyi alıp vücut içerisindeki bir takım mekanizmalarda kullanma hızı ve miktarı, bunu yaparken harcadığı enerji aynı değil.

Aynı zamanda gün içinde harcana enerji de kişiden kişiye farklılık gösteren etmenlerin başında geliyor. Herkesin metabolizma hızı birbirinden farklı olduğundan uygulanan diyetler de herkes için farklı sonuçlar doğuruyor.

Aslına bakacak olursanız enerji dengesini anlatarak vermek istediğim mesaj şu;

Kilo kaybetmek teoride gözüktüğü kadar kolay değil. Bununla birlikte her metabolizmanın diyete ve egzersize verdiği cevap aynı olamadığından bu süreçte kilo kaybının bir süreliğine durması da muhtemel, tartıda çok yavaş eksilmek de olası.

Diyet ve fiziksel aktivite ile mutlaka hedeflediğiniz kiloya ulaşacaksınız. Burası kesin. Ancak hedefinizdeki kiloya ne zaman ulaşacağınız sizin eforunuzla birlikte büyük oranda metabolizmanızın işleyişine bağlı.

Bütün bu anlattıklarımı örnekle açıklarsam sanırım her şey daha somut bir görüntüye bürünecek.

Haydi kafamızda bir kahraman oluşturalım ve onun hikayesi ile birlikte götürelim bu örneği. Ali Bey 3 ay içinde 15 kg kaybetti. Ancak kaybetmek isteği bir 15 kg daha var. Ancak son 2 haftadır tartıda gram oynama olmuyor. Bu tabloyu görünce hemen zihninde tehlike zilleri de çalmaya başladı doğal olarak.

Eyvah! Ne yapacağım ben. Buraya kadarmış. Bitti. Artık kilo kaybedemiyorum. Listeme uyuyorum ama hiç bir değişiklik olmuyor. O halde diyet yapmamın ne önemi var. 

F8A965C02D

Böyle bir durum aslında gayet normal. Kaybedilen kiloların ardından vücudunuza zaman tanımanız gerek. Siz aynadaki yeni görüntünüze hızlıca adapte olmuş olabilirsiniz. Ancak vücudunuzda gerçekleşen biyokimyasal olayların da yeni kilonuza adapte olması gerek. Ona zaman tanıyın. Yeni şartlara uyum sağladığında zaten tekrar kilo kaybetmeye başlayacaksınız.

Burada Ali Bey’in yaptığı yanlış paniğe kapılmak oldu. İyi giden sürece kendisi taş koydu.

Endişelenmeye hiç gerek yok. Eğer diyetiniz ve yaptığınız egzersiz doğruysa hedefinize bazı haftalar daha hızlı bazı haftalar biraz daha yavaş olmak kaydıyla ilerleyeceksiniz. Neticede başaracaksınız!

İkinci bir örnek daha vermek istiyorum.

Şimdiki örnekte kullanacağımız hayali karakterimizin adı Ayşe olsun. Ayşe Hanım 28 yaşından beri fazla kilolarından şikayetçi ve o yaşlardan beri ara ara diyet yapmış bir türlü istediği kiloya inememiş, inse bile o kilosunu koruyamamış olsun. Ayşe Hanım 37 yaşında ve hala istediği bedene ulaşamadı. Şu anda da harika bir beslenme düzeni oturtmuş olmasına rağmen eskisi gibi hızlı kilo kaybedemiyor. Kahramanımız bu durumdan çok şikayetçi, çok mutsuz, motivasyonu çok düşük ve hedeflediği kiloya ulaşamayacağına olan inancı giderek kuvvetleniyor.

ayşe

Sevgili hayal kahramanımız Ayşe hanım 9 yıldır devamlı kilo kaybedip, arkasından istikrarını sürdüremeyip, kaybettiği kiloları fazlasıyla geri aldığından şu anda eskisi gibi rahat bir şekilde kilo veremiyor. Ortaya çıkan durum çok doğal. Bu tatlı kadını gram gram kilo kaybetmek yıldırmamalı. Eğer yeterince sabırlı olursa zinciri kıracak ve hedeflediği kiloya demir atacak. Bunu da sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimseyerek yapacak.

Eğer siz de Ayşe hanımınkine benzer bir durum yaşıyorsanız, kesinlikle ben yapamıyorum, olmuyor gibi cümleler kurmayı kendinize yasaklamalısınız. Evet metabolizmanızı biraz yıpratmış olabilirsiniz, ama bu sizin aynada istediğiniz gibi görünme lüksünüzü elinizden almıyor. Sakın bunu unutmayın.

Kahramanımızın yaşadığı durumla karşılaşmak istemiyorsanız da devamlı kilo alıp vermekten vazgeçmeli ve hedeflediğiniz kiloda çakılı kalmalısınız.

Çıkış noktamız ve örneklerimizi birbirine bağlayacak olursak, hayalimizde canlandırdığımız karakterler metabolizmalarına zarar vermedi. Belki genetik alt yapılarından, belki geçmişte yaptıkları beslenme hatalarından dolayı kilo kaybetme süreçleri yavaşladı. Bunun sonucunda vücutlarına değişen durumlar için yeteri kadar zaman tanımadılar ve içinde bulundukları halden dolayı endişe duymayı seçtiler. Gerçekçi beklentiler belirleyip, yola sağla bir şekilde devam etmek yapabilecekleri en doğru hareket olurdu.

Son söz…

Unutmayalım ki vücudumuz rutinleri sever. Rutininiz doğru beslenmek olduğunda her ne gibi bir zorlukla karşılaşırsanız karşılaşın bir şekilde istediğiniz kiloya, vücudunuzda herhangi bir mekanizmaya zarar vermeden ulaşacaksınız.

Yapmamız gereken kararlı olup, asıl hedeften şaşmamak.

Herkese iyi haftalar dilerim.

Ebru Pelin


About the Author



3 Responses to Kilo Kaybedememenizin Nedeni Zarar Gören Metabolizmanız Olabilir mi?

    Akif için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Başa Dönün ↑